Yüzyıllık Yalnızlık – Gabriel Garcia Marquez

1967’de yayınlanan, 1982’de Gabriel Garcia Marquez’e Nobel Edebiyat ödülü getiren Yüzyıllık Yalnızlık’ı bu kadar seveceğimi bilsem okumakta bu kadar geç kalmazdım.

Kitabın bu aralar yayınlanan dizisi de var. Ben izlemedim, siz de diziyi izlemeden önce kitabını okuyun, o gerçek üstü dünyada, masalsı anlatım içinde kaybolun isterim. Yazarının kitabının filme aktarılmasına itirazı olmasının bir nedeni olmalı😉 Maconda kasabasının, Buendia sülalesinin hikayesi pek çok duygu ( hüzün, şiddet, keder, mizah,… ) ve pek çok temayı ( aşk, aç gözlülük, yalnızlık, kahramanlık, tembellik ,siyaset, güç, kapitalizm, …) içeren çok zengin bir metin.

Mart ayında Moskova Kitap Kulübümüzle birlikte yazarın hayatından, kitabın yaşandığı coğrafyaya, tarihe, karakterlere pek çok açıdan konuştuk. Böyle zengin bir metni kalabalık grupla okuyup değerlendirmenin güzelliği de hepimizin algılarındaki farklılıklar sebebiyle ortaya çıkan farklı odaklarımız ve birbirimizi tamamlamamız oluyor. Kitabı okuduktan sonra üzerine yapılmış çok iyi inceleme yazılarına da denk geldim, şu adresteki gibi.

Kitapta beni en çok etkileyen kısımlardan biri zamanın doğrusal ve döngüsel olarak iki farklı şekilde ilerleyişine şahit olmamız. Ne demek istiyorum? Maconda kasabasının kuruluşu, gelişmesi, çöküşü doğrusal bir zamanda ilerlerken Latin Amerika’da 1885-1928 döneminde yaşanan gerçek siyasi tarih olaylarına da göndermeler var. Bunun yanı sıra Buendia ailesi genişlerken aile bireylerinde tekrarlayan isimler benzer karakter özellikleri ile de karşımıza çıkıyor. Aynı isimli kuşakların kişiliklerindeki ve hayatlarındaki tekerrürler, bir nevi Buendia ailesinin döngüsel tarihi. Romanda kadınlar daha sağlam yere basan idareci, sağduyulu iken erkekler enerjik, tutkulu olarak karşımıza çıkıyor. Ev içerisinde anaerkil bir düzen var. Ursula karakteri müthiş, benim en sevdiğim karakter oldu.

100 yıllık tarihsel dönemde geçen bir kaç nesli okurken kitabın başında paylaşılan soy ağacına bir ayraç koyun lütfen, dönüp dönüp bakmanız gerekecek.

“Muz Cumhuriyeti ” terimini bize Yüzyıllık Yalnızlık kazandırmış, okumadan önce bilmiyordum.

Kitabın Türkçeye çevrilmesinin de ilginç bir hikayesi varmış, çevirmeni Seçkin Selvi Hanım şurada anlatmış. Emeklerine sağlık.

Benim sevdiğim diğer bir kısım da kitapta geçen şifalı bitkilerdi. Kitapta geçen bitkileri okuma esnasında not ettim. Dünyanın 2. büyük biyoçeşitliliğine sahip, şaman gelenekleri de olan Kolombiya’daki şifalı bitkilere bakışları incelemeye değer.

Son olarak , Yüzyıllık Yalnızlık’ı okurken bizim tüm yaşadıklarımızın aslında tarihte pek çok kez yaşandığını ve döngüleri görmek bana terapi gibi geldi. Hiç bir kötülük sonsuz değil.

Albay Aureliano Buendia , erişilmez gücün yalnızlığına battı ve ne yaptığını bilmemeye başladı. Komşu köylerde kendisini coşkun gösterilerle karşılayanlardan rahatsız oluyor, köylülerin düşman tarafa da aynı gösterilerde bulunduğundan kuşkulanıyordu. (190)

Bitkilerin şifa hassasını anasından öğrenmiş olan Ursula , hemen boğanotu şerbeti kaynatıp hepsine içirdiyse de hiçbirini uyku tutmadı ve ayaküstü düş göre göre akşamı ettiler. (56)

Öylesine huzur içinde yaşıyoruz ki içimizde eceli gelen bile olmadı. (68)

Yetkililerin açıkladığına göre ölen yoktu; istekleri yerine gelen işçiler, ailelerinin yanın dönmüşler ve Muz Şirketi yağmurlar kesilinceye kadar çalışmalarına ara vermişti. … 4 numaralı bildiride sözü edilen haytaların, bozguncuların, kundakçıların, katillerin ve asilerin avlanması ve köklerinin kazınması işlemi sürüp gidiyordu. Oysa askeri makamlar bu durumu inkar ediyorlar, bir haber alabilmek için komutanların odalarını dolduran kurbanların yakınlarına, “Hayal görmüş olmalısınız” diyorlardı. “Macondo’da hiçbir şey olmadı. Bugüne kadar olmadığı gibi bundan sonra da olmayacak. Ne mutlu bu kasabaya” diyorlardı. Böyle diye diye sonunda sendika liderlerini silip süpürdüler. (345-346)

Soyun atası ağaca bağlanır, sonuncusunu da karıncalar yer (459)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    ÇocuklaÇocuk Özlem ☘️  📷 📚 

    Blogger 📝 

    Kategoriler

    Copyright @ cocuklacocuk.com