Van Gogh Müzesi gezimizde ve “Vincent’ten Sevgilerle” flmini izlediğimizde O’nun ağır koşullarına rağmen resim sevdası hakkında bilgi sahibiydim. Ama kardeşine yazdığı mektupları, kendi cümlelerini okumanın etkisi çok farklı.
Resim sanatına kendini adamış ama boyaları kullanırken bile idareli olmak zorunda olması, kardeşine hep bir yük oluşturduğunu düşünmesi ruhsal durumuna da yansıyor.
Hayattayken sadece bir eserinin satıldığı biliniyor. Ne acı zamanından çok sonra anlaşılmış olması.. Hüzünlü bir şekilde okudum.
2019 yılında Van Gogh Müzesine gittiğimizde oğlumun en büyük hayali “The Starry Night- Yıldızlı gece” tablosunu görmekti. Oysa bu tablo Amerika’da bir müzede olduğundan adı bile geçmiyordu Amsterdam’daki müzede. Bir de “Sunflowers- Ayçiçekleri- tablosu da üzerindeki boya incelemesi için bir laboratuarda idi , reprodüksiyonu vardı. Orijinale çok yakın olan bu resim için fırça darbelerini hissetmemiz için dokunulmasına izin veriliyordu.
Bugün arşivdeki fotolara baktığımda tüm kurallara uyarak sadece izin verilen bölgelerde bir kaç fotoğraf çektiğimi gördüm. Gördüğüm güzellikler hep aklımda ne de olsa.
Özellikle resimle ilgilenenler, Vincent’in renkleri anlatışına , kendi resimlerinin tasarlama aşamalarına hayran kalacaktır.
Azra Erhat derleme ve çevirisine teşekkürler.
Daha önce paylaştığımız kızımın çizdiği “Gece Kahvesi” ve Van Gogh Alive yazılarımıza da bir göz atınız:)
“Ne müthiş bir şey bir nesneye bakıp onu güzel bulmak, sonra da üstünde düşünmek, onu kavrayıp aklında tutmak ve kendi kendine demek ki: bu nesneyi çizmeye koyulacağım ve onu resimde canlandırıncaya kadar çalışacağım. -S29”
“Çoğu insanların gözünde neyim ben – değersizin biri ya da tuhaf, aykırı, hoşa gitmeyen bir adam- toplumda kendine bir yer bulamamış, yer bulamayacak bir yarattık, yani hiçten de daha aşağı bir şey. Haydi diyelim ki bu böyledir, ben de inadına böyle değersiz, böyle aykırı bir adamın gönlünde neler bulunduğunu göstermek istiyorum eserimle. S34”
“Kendimi renklerin kurallarına verdim büsbütün… s54”
“Kendimi artık yaşlı ve yıpranmış duyduğum oluyor ama yine de resme coşmayacak kadar aşık olduğum zamanlar da var. Başarı kazanmak için hırslı olacaksın, oysa hırs saçma görünüyor bana. Bundan ne çıkacak bilmem, benim istediğim sana bu kadar yük olmamaktır- bundan sonra yük olmamam pekala mümkün – çünkü benim resimlerimi göğsnü gere gere gösterebilecek duruma geleceğini umuyorum.s64”
Balık çorbası yiyen bir Marsilyalının neşesiyle resim yapmaktayım: büyük ayçiçekleri boyadığımı öğrenince şaşmazsın bu neşeme.”s 97
“Mektubun ve gönderdiğin 50 frank için çok teşekkür ederim. Yanaklarıma kan geldikçe, başarı düşünces de gene canlanıyor içimde.”
“Resimlerin şimdi satılmaması, sen kendin üzülüyorsun diye üzüyor beni, oysa bana bu iş- sana pahalıya mal olduğum ve hiçbir kazanç getirmedğim için sıkıntın olmasa- vız gelir biraz da. “S 115
Blogger 📝