Moskova Kitap kulübümüzle Yüzyıllık Yalnızlık – Gabriel Garcia Marquez’in hemen ardına, O’nu etkileyen kitabı okumak çok güzel bir bütünsellik oluşturdu. Juan Rulfo’nun 1955 yılında yayınlanan tek romanı Pedro Paramo büyülü gerçekçilik türünde yazılmış bir roman.
Yüzyıllık Yalnızlık’a göre okuması, karakterleri çözmesi daha zor geldi. Hayatımda ilk kez bu kitapla birlikte filmini de seyretmenizi tavsiye edeceğim.(Kitabı es geçmeyin tabi ki..) Kitabı okuduktan sonra filmi seyrettiğimde karakterlerle beraber pek çok şey yerine oturdu. Bunda Juan Rulfo’nın fotoğrafçılık ve sinema kariyerinin de etkisi olsa gerek. Filmde kitaba oldukça sadık kalınmış bir metin var, filmi izlerken metinler aklımdan geçiyordu, sanki kitabı okuyormuş gibiydim.
Roman annesinin ölmeden önceki isteği üzerine, Juan Preciado’nun babası Pedro Paramo’yu aramaya başlamasıyla başlıyor. Feodal sistemde her şeyi kendine hak gören toprak ağası Pedro Paramo ve Comala köyünün hikayesi anlatılıyor. İç monologlar, zaman sıçrayışları, anlatıcı değişiklikleri içeren bilinç akışı tekniği ile yazılan yaşam ve ölüm arasında gidiş gelişleri takip etmek ilk başta da belirttiğim gibi zor geldi. Bu anlamda kitabı çok aralık vermeden okumak ve üzerine filmi tavsiye ediyorum. Sindirildiği zaman daha çok sevilecek bir kitap, ben de öyle oldu.
Yaşayanlar kadar, ölülerin seslerini de dinlediğimiz romandan bahsederken Meksika’da geleneksel olarak kutlanan Ölüler Günü’ne de (1-2 Kasım) not düşmek lazım. Bir kere “Ölüler Günü”‘nün “Cadılar Bayramı” ile alakası yok. Amaç; ölen aile üyelerine sevgi ve saygı göstermek. Ölülere yas tutmayı saygısızlık olarak gören Aztek, Toltek, Nahua halklarının ortaya çıkardığı bir gün. Ölülerin hâlâ topluluğun üyeleri olduğu hafızalarda canlı tutulmaları ve unutulmamaları gerektiğine inanılıyor. İnanışa göre gerçek ölüm ancak unutulduğunda olur.
Ölüler Günü – Dia de Los Muertos , 2008 yılında UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası listesine eklendi. Kutlamalarda kadife çiçekleri (marigold) sunakları süslemede ana çiçek olarak kullanılmakta .
Ayrıca şifalı bitkilere olan ilgimden dolayı kitabta geçen bitkileri de not aldım; bazılarının şifalarına da yer verilmiş , bazıları şöyle;
oğulotu, Castilla Ağacı çiçekleri ve sedefotu (10)
“Zamanın ılıklığında portakal ağaçlarının çiçeklerinden başka bir tat hissetmemek” (25)
Mersin ağacı (35)
“İçin şunu! Size iyi gelecektir. İçinde portakal çiçeği çayı var. Korktuğunuzu biliyorum, çünkü titriyorsunuz. Bunu içince korkunuz geçecek. (67)”
eğreltiotları.. (93), sabır otu (105), biberiye (106), tespih ağacı (142)
Ve sevdiğim alıntılar;
Hava ve güneş var, bulutlar var. Orada, yukarda, mavi bir gökyüzü ve onun arkasında belki şarkılar , belki de daha güzel sesler var… Neticede umut var. Kederimize rağmen bizim için umut var ( 32)
… ama iyi olmak yetmiyor. Zira günah iyi değildir ve onu alt etmek için sert ve acımasız olmak gerekir (87)
her iç çekiş insanın yitirdiği bir yudum yaşamdır. (53)
Blogger 📝