Serkan Karaismailoğlu’nun sosyal medyadaki bir paylaşımı sonrası “Dünyanın En Yalnız Beyni” ‘ni okumam gerektiğini düşünerek kitabı almıştım.
Kitabın aslında ergenlere hitaben yazıldığını kitabı okumaya başladığımda anlasam da çok da takılmadım, zaten ara ara ilgili kısmı “ebeveynlerinize anlatın, okuyun” şeklinde mesajlarını iletmiş. Ben tersten başladım, anne olarak okuyup çok faydalı buldum. Oğlumun okuması için elimden geleni yapacağım, annelerin önerdiği kitaplara bir mesela koyulsa da bulacağız artık bir yolunu.
Yazar, çok akıcı bir dille ergenlik dönemindeki metamorfozu , içine düştükleri yalnızlığı , beyindeki değişimleri, öne çıkan hormonları bilimsel makaleler, deneylere refere ederek anlatıyor. Kitabın son kısmında geniş bir kaynakça var. Kullandığı dili çok sevdim, karşında sende olan değişimleri çok iyi bilen, güven veren bir abi konuşuyor. Tavsiyeleri üstten değil, koruyucu, cesaretlendirici.
Ve herşeyden önemlisi bilimsel.
Bilimin ışığı ile içinde bulundukları değişimden sağ salim çıkmaları için yolları gösteriyor, güçlerinin farkına varmalarını sağlıyor.
Bilim, anlaşılabilir şekilde hikayelelerle anlatıldığında ne kadar etkili ve güzel.
Prefrontal korteks, limbik sistem ,DOSE (dopamin-oksitosin-serotonin- endorfin dose), melatonin bunlar hep temel seviyede bildiğimi sandığım kavramlar olsa da aslında bilmiyormuşum 🙂 Hele bir de yetişkin ve ergenlerdeki farklılıklar işin işine girince okuduklarımla aydınlandım, ufkum açıldı. Sokrates’in dediği gibi “Bildiğim tek şey hiçbir şey bilmediğimdir” . Uyku mesela, ben çocuklarımla uyku saatleri konusunda hep gerilmişimdir. Benim uykum gelir onlar zıplamaya başlar 🙂 Nasıl olduğunu anlamam. Varmış sebebi, melatonin salgılanması daha geç vakitlerdeymiş.
Özetle bilgi, neyin neden olduğunu bilmek çok kıymetli, anladığın bir şeyi çözmek ya da akışına bırakmak kolay.
Ergen anne babaları, eğitimciler, kitabın tanıtım videosuna Ortapia, YouTube kanalından ulaşıp izleyiniz lütfen. Gençlerin bahsedilen buluğ devrimi gerçekleştirmesi ve kendi neslimizden ileri gitmeleri için için bizim de desteğimiz lazım.
*Schrödinger’in Kedisi ve Young’un Çift Yarık deneylerini birleştirip yorumlayarak Schödinger Ebeveynlerine verdiği mesaj çok etkileyici idi, hep aklımda olacak.
İnanmış limbik sistemin gücü, anıların kırılganlığı, beynin yıkanması,… pek çok farklı başlığı merakla okudum. Konuların bütünselliği açısından alıntı yapmadım ancak aşağıdaki kısmen bağımsız en sevdiğim bölümlerden bir kaçını paylaşmak istedim.
Emeklerine sağlık yazarın.
Blogger 📝
