Ivan Osokin’in Tuhaf Hayatı

“Ivan Osokin’in Tuhaf Hayatı” kitabı ve yazarı Pyotr Demyanoviç Uspenski’yi kulübümüzün kitap seçimleri öncesinde hiç duymamıştım. Öyle okudum bitti kitaplarından değil, aklınızın bir köşesinde kalacak pencereler açıyor.

Romanın kurgusunda Ivan Osokin hayatının mutsuz bir noktasından hatalarını düzeltmek için bir 10 yıl geriye gidiyor. Kitabın arka kapağında da belirttiği gibi şu ana soruya cevap aranıyor:

“Eylemlerimizin sonuçlarını önceden bilmek geçmişte aldığımız kararları değiştirmeye yeter mi? “

Osokin için değiştirmeye yetiyor mu, hayatını istediği anlamda düzeltebiliyor mu?

Bu cevaplar için romanı okumanızı tavsiye ederim. Bu sorularla birlikte zihninizde kendi hayatınıza dair de pek çok soruyla birlikte kitabı bitirebileceğinizi ekleyeyim. Kurgudaki detayları zamanla unutulabilirim ancak işlenen sonsuz döngü kavramının zihnime kazındığını söyleyebilirim.

İlk okumaya başladığımda biraz Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig’i hatırlatsa da o hikayenin çok daha eğlenceli , hafif kaldığını söyleyebilirim. Uspenski’nin romanı daha derinden işlemiş konuyu. Roman , “Metinlerarası yaklaşım” metodu ile yazılmış. (Metinlerarasılık, metinler arasındaki ilişki ve alışveriş anlamına gelir.) Nietzsche’nin Böyle Söyledi Zerdüşt kitabından alıntılar var. “Böyle söyledi Zerdüşt” kitabını okumadım ancak Zerdüşt’ün ana konusu olduğu belirtilen sonsuz geri dönüş (Bengi dönüş) kavramı ile “Ivan Osokin’in Tuhaf Hayatı” ‘nın da temelinde.

Uspenski’nin hayatına baktığımızda ezoterizmin öncülerinden olduğu, hayatının önemli bir kısmında 4. Yol öğretisini yaymak için çalıştığı biliniyor.

Ouspensky, 1915’te George Gurdjieff ile tanıştığında ve Dördüncü Yol’la tanıştığında, bilgiye giden engelin kişinin kendisinde olduğunu fark etti; kişi gerçeği yaşamak için aynı anda çabalamadan gerçeği bulamazdı. Gerçek bilgi, onu almak için yeterli hazırlıkla gelebilirdi. Ouspensky, hayatının geri kalanını Dördüncü Yol ilkelerini benimsemek ve bunları benzer düşünen insanlarla paylaşmak için çabalayarak geçirdi. Bunu yaparken, kendi çağının gerçeğinin bir temsilcisi oldu ve Dünya Savaşı öncesi dönemin bilgeliğini yirminci yüzyılın ortalarına taşıdı. (Kaynak )

Son olarak kitabı sevdiğim 2 alıntıyı paylaşayım.

“Olacak olan, önceden olandır.” (166)

“Fedakârlık etmeden bir yol bulmaktan mı bahsediyorsunuz? Hayır, böyle bir yol yok. Kötü olan ise nasıl bir soru sorduğunuzun bile farkında değilsiniz. Nedensiz sonuç elde edemezsiniz. Fedakârlık ederek o nedeni kendiniz yaratacaksınız. (230)
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

    ÇocuklaÇocuk Özlem ☘️  📷 📚 

    Blogger 📝 

    Kategoriler

    Copyright @ cocuklacocuk.com