
Fotoğraftaki böceği tel kapımızın dış tarafında gördüğümüzde çocukları çağırdım hemen; koşun kocaman bir çekirge var diye. Bizim evin hayvanlar alemi uzmanı kızım gelip, “peygamber devesi” o dedi 🙂 Adını hep bildiğimiz ama demek ki cismini bilemediğim böcek. Üçgen kafalı, hiç kıpırdamadan duran bir hayvan. Peygamber Devesi hakkında Vikipedi de yazılanlarda 4 önemli özellik şöyle;
- Peygamberdevesi olarak bilinmesinin nedeni, öndeki iki ayağının eklemlerden kıvrıldığında dua ediyor gibi görünmesidir.
- Kamufle olmak için üzerinde yaşadıkları bitkinin, yerin rengini alırlar.
- Hareketsiz bir şekilde avlarını beklerler
- Dişi böcek sırasında, genelde erkek böceği yer ama erkek böcek kafası ve ayakları yense bile dişiyle çiftleşme yeteneğini kaybetmezler
Ee peygamber devesi ne alaka demeyin, konu başka aslında.
Böceği görmek için dışarı çıkan ev ahalimiz kısa bir heyecanlı inceleyişten sonra içeri kaçtı. “Anne sen uzaklaştır” diyerek bana. Hayvanlardan korkmuyorlar ama böcekler başka 🙂 (İrem’in Entomofobisini burada yazmıştım. O günden bu güne çığlıklarda azalma var sadece) Yayla kızı olarak peçete ile yavaşça alıp çimenlerin üzerine koydum peygamber devesini. Sonra da fotoğraflarını çektim. Bizim evdeki böcek işlerine bakan kahraman benim 🙂 Eşim ve çocuklarım hayatta yanaşmaz, rahat da edemezler diğer yandan, ben onların zorlaması ile devreye girmek zorunda kalırım. Allahtan çok fazla olmayan bir durum.
Siz de kim böceklerle haşır neşir olmak zorunda kalan kahraman?