Geçen hafta sonu İrem oturmuş etkinlik kitabında ödev yapıyor, ben yakınlarında O’na eşlik ve yardım ediyorum. Küçük bir şiir var okunacak ,devamında da sorular yanıtlanacak, klasik okuduğunu anlama ödevi. Şiirin adı “Düş Oyunu”, balıklar, kırlangıçlar, kediler çiçekler kısaca doğayla ilgili düşlerden bahsediyor. Şiirle ilgili soruları yanıtladıktan sonra son soruya geldi sıra ; Eğer her hayalimiz gerçek olsaydı siz neyin olmasını isterdiniz? ” Beş tane kardeşim olsun isterdim” yazdığı cümle bu 🙂 Hay Allahım dedim, hayale bak, Allah korusun 🙁
Bir de sanırsınız bir tanecik kardeşiyle can ciğer. Kerem ablasının peşinde koştukça, oyunlarını bozuyor diyerek uzaklaştırıyor O’nu. Kerem hiç pes etmiyor ama ablasının yanıbaşından ayrılmıyor. Pazar günü İrem ve yeğenime yalnız izledikleri sinemayı anlattırmaya çalışıyorum. İki çocuğa gittikleri filmi anlattırmak tam bir komedi, öyle olmuştu / olmamıştı diye geçiyor diyaloglar ve siz hiç bir şey anlamıyorsunuz. Sıkılıp anlatmak istemeyen erkek yeğenim, tüm detaylarıyla filmi anlatmaya çalışan irem’e; ” istersen en başından anlatma, 2 saat burda her şeyi anlatacak değiliz” diyor. Kerem geliyor bu arada, sebepsiz vurup ablasını sinirlendiriyor, ablası diklenince Kerem, “yapma çocuğa” diyerek kendini koruyor:)
Bizim evde kardeş eğlenceleri başladı anlayacağınız.