Çocuklaçocuk’ta 3. yıldır ard arda yaşadığımız okuma heyecanında bu kez sıra İrem de. Fulya’nın 2008 de yazdığı 1.Sınıfta Olmanın Dayanılmaz Hafifliği paylaşımından ve arkadaşlarımdan dinlediğim 1. sınıf hikayelerinden sonra bu yıl için epey gözüm korkuyordu açıkcası. Eve geliş saatim 7 yi buluyor, gelir gelmez peşimde dolanan bir minikle birlikte hangi araya ödev, yemek, oyun, vs sıkıştırılacak diye ciddi endişelerim vardı. Ama çok şükür, okulumuzun ve öğretmenimizin çok ödev taraftarı bir sistem izlememesi beni rahatlattı. Tabi aslında en büyük güzellik İrem’den geldi; okuldan eve geldikten sonra çoğu zaman biraz dinlenip ödevlerini Nuran Hn.dan destek alarak , kendisi yapmaya çalışıyor. Okulda bol bol tekrarlar, alıştırmalar yapıyorlar, ben gelene kadar ödevlerine başlamış oluyor, birlikte bitiriyoruz veya bitmişse tekrar ediyoruz, düzenimiz bu şekilde oturdu şimdilik.
Bayramda “Artık okuyor” diyebileceğimiz seviyeye geldi. Okulun verdiği kitaplar dışında aldığımız okuma setlerini, araba dahil gittiğimiz her yerde okumaya çalıştı okumayı sökmeye çalışırken. Yoğun bir şekilde okumaya çabaladığı dönemde, bayram tatili dönüşünde bir anımız var ki paylaşmadan olmayacak. Adana istikametindeki değişmez mola yerimiz Orhan Ağaçlı’da birlikte tuvalete gittik İrem’le. Bayram dönüşü her yer tıklım tıklım, herkes sıra bekliyor, bizim ki çıkmıyor bir türlü tuvaletten. Ben ise “hadi çık ,hadi çık ” diye diye dışarda bekliyorum. Sonunda çıktı bizim minik hanım, ” Anne, kapının arkasındakileri okuyordum da ondan çıkamadım” diyerek:)
Bayramdan bu yana her geçen gün daha da ilerliyor okuma yazması. Şu anda ise kitapların dışında önüne çıkan tabela, gazete, reklam panosu, … ne görürse okudukça mutlu oluyor, mutlu oldukça okumaya çalışıyor. Bilmediği sesleri sorarak öğrenmeye çalışıyor, gerçi bize harf sorsa kolay da ses deyince takılıyoruz biraz 🙂 Geçende MSN de Fulya ile yazışmalarımıza sesli okuyordu ki, müdahale ettim artık 🙂 Çok yavaş okuduğu için kitap okurken bizim O’na okuduğumuz kitaplar gibi olmuyormuş, hiç anlamıyormuş, şimdilik en büyük şikayetimiz bu.
Yalnız bu arada dikkatinizi çekelim bizim çocukların tuvalette okumayı sökme gibi bir özellikleri var 🙂 neden derseniz Oguz Kaan’ın okuma macerasına alalım sizi, buraya lütfen.
Blogger 📝
Cocuklacocuk dedi ki:
Sesiber, haklısın 🙂
Nedret Abla çok teşekkürler, ilerde bunlara da bizim için güzel anılar olacaklar. Sevgiler,
Lale Abla, Darısı Gamze’nin öğrencilerine olsun. Okuma insan hayatındaki önemli bir evre, büyük bir pencere açılıyor.
Flame, çok çok teşekkürler.
Pratik Anne, KIpırcan’in keyfi de güzelmiş, çocuklar yatağa girmemek için tüm sınırları zorluyorlar.
Kiraz, bizim annelerimiz kesinlikle daha sabırlılarmış. erken geç farketmiyor alsında okumayı sevsin, okusun hep daha önemli.
kiraz dedi ki:
Çok hoşsunuz, “tuvalet kağıdı indirimli “anısını da çok sevdim, ben de hep küçükken bilboardları okurdum, otobüsle giderken annemin kucağında, yavaş yavaş… Ne sabırlıydı tamamlamazdı benim çözmemi beklerdi ben aynısını kızımda yapamadım o daha a derken tamamlayıp söylerdim belki de benim yüzümden okumayı geç söktü diye düşünüp üzülürüm arada 🙂 ama şimdi şakır şakır okuyor da teselli oluyor…
Pratik Anne dedi ki:
Cok iyiymis. Kipircan’da aksam tuvalette okuma yapiyor hep. tuvaletten cikip da yatak faslina gitmeyi uzatmak icin bahane. Okumasi hizladi cocugun. Ben de oyle birsey zannettim ama Irem’in ki daha komikmis.
Flame dedi ki:
Tebriklerrrr Özlemcimn. Aman nazar değmesin İrem’ciğe.. nasıl başlarsa öyle gider genelde..başarıları daim olsun..
zeynep topçu dedi ki:
bayıldım 🙂
aynı tatlı heyacandan bizde de var biliyorsun
hergün yeni kelimeler hergün yeni heyecanlar
sevgiler
lale dedi ki:
İremciğimi kutlarım… okuyanlar kervanına katıldı demek… Biz de bu ara bu konuyla yakından ilgiliyiz… Gamze birinci sınıfları okutuyor, sınıfında iki üç çocuk varmış okuyamayan onları bireysel eğitime almış… daha ben kapıdan girer girmez soruyorum okudular mı okudalar mı diyerek:)) e onların başarısı kızımın başarısı :))
İrem umarım hayat boyu okumaktan zevk alır… kitap kurdu olur.
Nedret dedi ki:
Kuzum bitmez bu fındıkların maceraları. Sen anlattıkça benim çocuklarımın küçüklüklerini hatırlayıp gülüyorum. Lazımlık üstünde Fatiha okumalar, yanlış öğrenilip bir türlü düzeltilemeyen kelimeler. Ooo , neler neler. Yaz ,yaz. Zevkle okuyorum. Sevgiler.
sesiber dedi ki:
:)))) Ama çok zevklidir tuvalette okumak, İrem’i de Kaan’ı da iyi anlıyorum:)))