
“Japon kiraz çiçeği Sakura, yeniden doğuşun simgesidir. Sakuranın rengi pembedir, bu renk Uzakdoğu’da İlkbaharın, doğanın uyanışının, hayatın başlangıcının işaretidir. Beş yapraktan oluşan bu çiçek, şansı , bolluğu, uzun ömrü, sevinci, barışı sembolize eder. Ayrıca dişiliğin, tazeliğin, gençliğin, güzelliğin, masumiyetin ve soyun devamlılığının , yani kadının da geleneksel simgesidir. Sakura çiçeğinin ömrü bir ila iki hafta sürer. En güzel ve en olgun oldukları dönemde, solmadan kurumadan bir anda dallarından dökülen Sakura çiçekleri, Japonlara ölümün birdenbire gelebileceğini hatırlatır.”
jSakura Yeniden Doğuyorum kitabında Kabuljan Murzaev, Japon kültüründe Sakura ağacının temsil ettiği değerler ve insanı oluşturan dört unsur (Beden, kalp, beyin, ruh) üzerinden insanın içindeki güç ile yapabileceklerini gösteriyor. Sakura Yeniden Doğuyorum kitabında Kabuljan Murzaev, Japon kültüründe Sakura ağacının temsil ettiği değerler ve insanı oluşturan dört unsur (Beden, kalp, beyin, ruh) üzerinden insanın içindeki güç ile yapabileceklerini gösteriyor. Japon kültürü kadar kadim Orta Asya ve Tibet öğretileri de var içerisinde. Kendi hayatından kesitlerle örneklendiriyor.
Oldukça basit dille bütünsel olarak anlatılan konular farkındalığı artırmak için önemli. Derin ve detaylı olmaması, bu konulara merak duyanlar için ideal başlangıç kitabı ve konuya aşina olanlar için de tekrar silkinme niteliğinde.
Doğadaki fotosentezi, kendi köklerimizden aldığımız enerjiye benzetmesini çok sevdim. Yedi kuşağın önemini tekrarlıyor ki aramızda yedi kuşağını sayabilen var mı merak ediyorum. 🤔 (Kırgızlarda ve Kazaklarda yedi atasını öğrenmek bir gelenek imiş.)
“Ağaçlar nasıl köklerinden aldıkları besini güneşin enerjisiyle birleştirip hayat buluyorsa, bizler de doğanın bir parçası olan bedenimiz vasıtasıyla köklerimizden aldığımız enerjiyle, bağlı olduğumuz güneş enerjisini birleştirebildiğimiz oranda sağlık ve mutluluğumuzu gerçekleştirebiliriz. Bu birleşimin bir altın oranı vardır.”
İnsanın hayatını yedişer yıllık döngülere ayırması bana farklı geldi , kendi hayatım üzerinde düşündüğümde doğruluğuna inandım.
Hayatımızda seyahatlerin önemini vurguladığı, nedenlerini açıkladığı kısımlar, gezerek öğrenen, yenilenen biri olarak benim için çok değerliydi.
“Ölümü idrak etmek, hayatı idrak etmek demekti.”
“Seyahat, duygusal bir “silkinmedir”, benimizi ve sinir sistemimimizi aktif hale sokar, organizmadaki tüm işlevleri harekete geçirir.”
“Affetmek, bağışlamak, bizi yaralayan insana duygu ve düşüncelerinin sorumluluğunu geri vermek, yaşanan olayda kendi rolümüze sahip çıkmak ve gereken öğretici dersi almak için kendi irademizle gerçekleştirdiğimiz bir eylemdir. “
Son olarak Kitabın Youtube da çizimlerle renklendirilmiş harika bir tanıtım videosu var.
