Kerem, Anneler günü için öğretmenlerinin yaptığı ankette benim en sevdiğim kitap sorusunu “Mavi ortasında dikdörtgen içinde yaşlanmış yakışıklı bir adam var, o kitabı seviyor” diye yanıtlanmış. Yakışıklı adamımız Sabahattin Ali ile çok geç tanıştık maalesef. Kürk Mantolu Madonna’yı yeni bitirdim, hakkında yazılan birçok yorumda olduğu gibi oldukça etkilendim. Kitaba başladığım ilk günlerde yavaş yavaş oku, defalarca tekrarlamak isteyeceksin o güzel cümleleri demişti arkadaşım, aynen öyle oldu 🙂
İçinde fırtınalar kopan herşeyi tüm detayına kadar düşünebilen insanın, tüm bunları sadece kendi içinde yaşayabilmesi oldukça ilginç. Raif Bey ve Maria Puder aşkı çok kibar, benzersiz güzellikte.
“Dünya?nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!… Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz??
Kitabı bitireli bir kaç gün olmasına rağmen Raif Efendi nin etkisi üzerimde halen. Kafamda cümleler uçuşurken karşımızdakilere önyargılarımızı geride bırakarak; inanmak ,dinlemek fırsat vermek gerektiğini düşünüyorum. Kürk Mantolu Madonna’nın , 1943 ten günümüze gelmesi ne kadr özel bir kitap olduğunu göstreiyor.
1943 de yazılan
Blogger 📝
nilsmum dedi ki:
Ben de yeni bitirdim ve aynen beni de çok etkiledi. Neden şimdiye kadar Sabahattin Ali okumamışım dedim. Karakter betimlemeleri, insanın içinde kopan tasvir edemediğimiz duyguları öyle güzel sözcüklere dökmüş ki hayran olmamak elde değil.