Bazen içinde bulunduğumuz ortamlardaki kurulan sistemler kendiliğinden oldu zannedip başarı öykülerinden habersiz ya da çok azının farkında oluyoruz. Eymir Kültür Vakfı, Ayşe (Ataman) Taylan tarafından hazırlanan Kemal Kurdaş’la ilgili kitabı okumaya başladığımda ilk olarak hissettiğim bu oldu. Kemal Kurdaş’la ilgili anıları ne yazık ki mezuniyetimden sonra işyerimdeki okuldaşlarımdan dinlemiştim.
Oysa Kemal Kurdaş’ın başarı efsanesi öyle büyük ki bu kitaba ilgili anı ve görüşlerini yazan devlet büyüklerinden ( Süleyman Demirel, Erdal İnönü), o dönemde öğrenci, asistan , öğretim görevlisi olan herkese kadar hepsinin “ODTÜ’yü ODTÜ YAPAN REKTÖR” ‘ün Kemal Kurdaş olduğunun altına imza atması ve kitabın başlığını da bu şekilde oluşturmaları.
Kitabı okurken , her kitapta yaptığım gibi beğendiğim bölümleri işaretleyerek ilerledim. Sonra bir baktım her sayfada unutulmaması gereken anılar, alınacak dersler var, bıraktım işaretlemeyi. Durum böyle olunca bu yazıyı toparlamak çok zor, hepsini yazmam olmaz. Bu başarı hikayesinin herkesin ilgisini çekecek kadar güzel , motive edici derslerle dolu diyebilirim sadece.
Odtü’nün en büyük özelliklerinden muhteşem kampusu Kemal Kurdaş’ın eseri. Meclis yanındaki barakalardan sonra üniversite binası olarak hazineden alınan mevcut ODTÜ yerleşkesi bozkırdan ibaretmiş. Çocuklukta kazandığı ağaç sevgisi ve ağaçlandırma hayaliyle ODTÜ ormanını; o dönemin öğrencilerini kimi pazar günleri yurt odalarından sabah uyandırarak , kimi zaman kantinden toplayarak ağaç dikimine götürmüş, bayrama çevirmiş bu işi. Öğrencileri kendini sevdirmek için; ODTÜ’ye ağaç dikenlerdenim diye tanıtırlarmış. ODTÜ Ankara’ya nefes alacağı bir orman oluşturmuş.
Şu anki kampus tamamen planlı olarak inşaa başladığı için, konulan hiç bir taş sonradan kaldırılmamış. 1990 yılı verilerine göre binaların %75 O’nun zamanında kurulmuş. Yıkıp tekrar yapmaya alışkın bir millet olarak bu büyük bir başarı, bahsedilen diğer kısmında genişleme amaçlı olduğundan eminim.
Bu kadar yoğun bir dönemin içinde her zaman insan sevgisiyle, samimiyetiyle ve esprileriyle hatırlanan bir isim. Rektörlükten buruk ayrılışının ardındaki Öğrenci Birliği üyeleri aradan yıllar geçtikten sonra, 1990 yılların başında , o dönemki davranışlarıyla Kemal Kurdaş’a haksızlık ettiklerini düşünüp bundan duydukları üzüntüyü anlatan bir mektup yazıyorlar. Ve Sayın Kurdaş mektubu okuduktan sonra ” ben onları her zaman anladım ve sevdim” diye karşılık veriyor.
İşini bıraktıktan 25-30 yıl sonra bile kaç yönetici, rektör, böyle güzel içten sevgi ve saygıyla hatırlanabiliyor?
Blogger 📝
Cocuklacocuk dedi ki:
Mehmet Bey,
Kemal Bey’in türkçe düşmanı olduğunu düşünmüyorum şahsen. Ayrıca ben de bir ODTÜ’lü olarak dil konusunda sizin gibi düşünmüyorum. Eğitim dilinin ingilizce olması çok büyük avantaj.
mehmet dedi ki:
Peki Kemal Kurdaş neden eğitimi Türkçe değil de İngilizce olarak yaptırmış. Neden Türkçenin bir üniversite dili olarak gelişmesi için çabalamamış. İngilizce bilen nesiller yetiştirmek için ek dersler verilebilirdi ama Türkçeyi hakir gören de birisiymiş Kemal KURDAŞ. Ağaç sevgisi kadar keşke Türkçe sevgisi de olsaymış..Onun için öyle fazla da övmeye de gerek yok…
cem dedi ki:
Engelli oglumun ve benim Ankarada rahatca , ozgurce ve temiz çam havasını içimize çekerek dolasabildiğimiz tek yerdi. Oğlum konuşamıyor ama eminim konuşabileydi Kemal Kurdaş dedesine binlerce teşekkür eder ve sonra ellerinden öperdi. Tabi ben de. Teşekkürler Hocam!
cocuklacocuk dedi ki:
Kesinlikle çok haklısınız Yılmaz bey, görüşlerinizi paylaştığınız için ayrıca çok teşekkürler.
Yilmaz Izdes dedi ki:
Rektörümüz Sayın Kemal Kurdaş’ın yaptığı işin büyüklüğünü yıllar gectikçe daha çok anlıyoruz.Öğrencilik yıllarimızda da bizim zevkle ve istekle öğrenim gördüğümüz,yaşadığımız ve boş vakitlerimizi degerlendirdiğimiz ODTÜ büyük ölçüde onun eseridir.Bir çok konuda bilgili ve yurtsever bu degerli insanı maalesef ülkemiz yeterli ölçüde değerlendirememiştir.Hala gorüşlerine ihtiyacımız var.
mehtap dedi ki:
Bende Kemal KURDAŞ’la ilgili yazıyı Başkent Üniversitesinin aylık dergisi Bütün Dünya’da okumuş ve yaptıklarından çok etkilenmiştim.Bende birkaç ay öncesinde Bütün Dünya dergisinin içeriği hakkında yazı yazmıştım bloğumda.İşte bu dergi insanı her konudan haberdar ediyor ve genel kültürünü artırıyor.Abone olmanızı tavsiye ederim.
Ebruli Günlerdeyim dedi ki:
Bir insani yaptigi, urettigi guzel islerle anmak, hatirlamak; o kisiye verilebilecek en guzel armagan bence…