HAYATTAN KEYF ALMAK

Bu   gerçek hikaye ( yapılan deney demek belki daha doğru) birçoğumuza  mail ile çoktan ulaşmıştır.   Nisan 2007’de  Washington Post da yayınlanan bu yazıyı  yeni yılda tüm duygularımızın, algılarımızı sonuna kadar açmamızı ve hayatı kaçırmamamızı dilerek  paylaşmak istedik. Biraz uzun ama  buna değer.

Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda, sabah trafiğinin yoğun olduğu 7:51 den itibaren,  kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar( Çaldığı eserlerden olan Bach’ın “Chaconne” en zor keman eserlerinden kabul edilmektedir.) Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki 1097 kişi  kemancının önünden geçip, gider.

Kemancı çalmaya başladıktan ancak üç dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı ilk bir dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer gider.

Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.

En fazla dikkatle duran ise üç yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.

Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 $ toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.

Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell’in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı…

Hikayenin tamamını Washington Post’un Pearls Before Breakfast yazısından ulaşabiliyorsunuz.   Yazıdaki  videoları izlerseniz, hepimizin içinde bulunduğu hayat telaşını görmek açısından daha etkili olacaktır,  Detaylı bir şekilde anlatılan bu gözlemlerde  dinleyen kişilerin görüşleri de eklenmiş.  Gördüğüm kadarıyla sadece 1 kişi Joshua Bell’i tanımış. ingilizce bilenlerin okumasını tavsiye ederiz.

Algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanan bu mini konserde sorgulanan şeyler; sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz?

Dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz ?

2009 da, tıpkı çocuklar gibi  tüm algılarımızın açık olması, küçük  mutlulukları kaçırmamamız dileğiyle.

NOT: Bu güzel fotoğraf,  google arama sonucunda ulaştığımız bu adresten alınmıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  1. Sitenize ilk ziyaretim.İyikide gelmişim çok hoş konular var.Bu yazıyıda çook beğendim.Gerçekten çok doğru hepimiz aynı hayat telaşında birşeylere yetişirken hayatı kaçırdığımızın farkına bile varamıyoruz maalesef.

    Hoşgeldin Archilemi, her anımızı bilerek yaşamayı başarırız inşallah

  2. evet hayatı ıskaladığımızı farkedemeden geçip gidiyoruz dünyadan …
    ne yazık

    — Siz, hayatı ıskalamadan güzel bir emeklilik geçiriyorsunuz diye düşünüyoruz, gözlemlerimizden. Enerjiniz hep daim olsun

  3. durdum…en azından bu yazıyı ouduktan sonra..ve bugün önümden akıp giden,önünden akıp geçtiğim zamanları düşündüm
    en azından yarın daha bir yavaşlayacağım

    — Ne güzel umarım her anımızın keyfine vararak yaşarız

  4. gerçekten güzeldi…paylaşım için teşekkürler.:))sağlıcakla kalın.

    — Beğendiğine sevindik.

  5. evet , şiir benim…
    ama kafasını kuma gömenlerle dalga geçmek için yazdığım birkaç dize…

    Harika.

  6. buna benzer bir video izledim ,doğru alabildiysem eğer burada
    http://www.youtube.com/watch?v=vBPG_OBgTWg,
    yolda birilerine adres soruyorlar,tam o sırada aradan bir taşıyıcı elaman geçiyor ve adres soranla yer değişiyorlar .ama adres sorulan kişiler bu değişikliği fark etmiyor bile 🙁

    — doğrudur , kafamızı kaldırıp bakmıyoruz bazen. seyrediyoruz şimdi videoyu

  7. Hayatımızdaki güzelliklerin farkına varmak için
    algılarımızın açık olması şart.Ben bunun geç de olsa farkına vardım yaşanmışlıklarımızdan.Hayatımızdaki güzelliklerimizi ön plana çıkarıyoruz.Benim eşimle yapmış olduğumuz sohbetlerimizde de bu mevzuya çok değiniriz.Bizim artık hayat felsefemiz: Hiçbir şey yoksa etrafımızda o an mutlu olabilmemiz için nedenler, geçmişdeki güzel günleri düşünüp tebessüm duyabiliriz,mutlu olabiliriz.Herşey gönlünüzce olsun.sevgiler.

    — Süper Mehtap, bunu hayat felsefesi haline getirmiş olduğundan dolayı tebrik ediyoruz seni ve eşini

  8. Yok, bu konuda kendime haksızlık edemeyeceğim…
    Farkındalık başka bir yetenek bu yeteneğim var diye düşünüyorum…Öyle olmasa farkındalıkla ilgili bu yazıyı
    bloğuna koyup farklılığını farkettiren
    size yorum yazıyor olmazdım…
    Teşekkürler:))

    — Çok teşekkürler, Dilek ne güzel sözler bunlar.

  9. Vayyy bee harika acaba ordan geçenlerden biri de ben olsaydım ve söz konusu konsere de gitmiş olsaydım tanır mıydım acaba diye düşündüm bi an…Neler oluyor çevremizde ve biz ne kadarını yakalayabiliyoruz acaba ??
    Düşündürücü…
    Tşk ler…

    — Aynen ya durup baktığımı farzedelip acaba tanıyıp konuşur muydum, o kadını takdir ettim o açıdan

  10. tekrar tekrar okudukça düşündüren yazı, ne yapmaya çalışırken neleri ıskalıyoruz… zamanı yavaşlatmanın bir yolunu bulabilir miyiz ki??

    — Yavaşlatmayı bulamasak da verimli kullanmayı öğrenebiliriz inşallah.

  11. Çok güzel bir yazı…
    Farkına varamadığımız pek çok anın ne kadar değerli olduğunu görmemiz gerekir aslında…
    Mutluluk belki de o ayrıntıda gizli…

    — Mutluluklar küçük ayrıntılarda gizli, görebiliriz inşallah tüm ayrıntıları.

  12. Bu maili aldım bende.Hayatınızı yaşayın.Anı yakalayın diyorum bende.Hatırlattığınız için tekrardan teşekkür ederim.Sevgiler:))

    — Enerji, bu tam senlik bir mail. Pozitif enerjinle bize hep hatırlatıyorsun aslında anı yakalamayı

  13. bu güzel yazı için teşekkürler sizlere de
    sayenizde tekrar hayatı ıskalamamamız gerektiğini hatırladık

    teşekkürler
    çocuk saflığında yıllar diliyorum

    — İnşallah tüm hayatımız çocuk saflığında geçer Mavianne.

  14. çok güzel ve anlamlı bir dilek bu…

    — DefneSu’yla tüm güzellikleri sonuna kadar yaşaman dileğiyle

  15. Çok nefis bir yazı, okurken tüylerim diken diken oldu. Paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Yazının orijinalini de okuyup videoyu da izleyince gerçekten insanların neler kaçırdığı daha da net ortaya çıkıyor. Yeni yılda güzellikleri kaçırmamamız dileğiyle. Sevgiler.

    — Videoyu izleyince yazı daha bir anlam kazanıyor, kalabalıklar içinde kendimizi buluyoruz, maalesef

  16. Insanin gonul gozu acik olsun yeter ki :)) bir de ayiracak 2 saniyesi bu kadar kosturmacanin icinde 🙂

    Mutlu yillar diliyorum tekrar :))

    — Gönül gözümüzün hep apaçık olmasını diliyoruz, sevgili Moonsun.

  17. Şu dünyanın zamanı var bir de mekanı
    Bazen durur saniyeler
    Birileri çalışır
    Manzaralar kapkara
    Sen sütbeyaz
    Titrersin
    Teksin
    Çıplaksın…
    Paran ve tabii ki şöhretin de olur
    Sanma çamur olur evler arabalar
    O sonsuz çukura hepsi sığar(?)
    Bir sen kalırsın
    Mutlak
    Titrek
    Tek
    Çıplak_
    Havada yağmur var…

    Bu şiir, hayatın anlamını ve güzelliğini ıskalayanlara adanmıştır…Sakın kafalarınızı gömdüğünüz yerlerden çıkarmayın ki; güneş ve temiz hava gözlerinizden yüreğinize bir yol bulamasın ve ne yaşadığınızı bilemeden her sabah uyanmaya devam edin…

    — Aman, Hakan’cım, hayatı ıskalamayalım biz ne olur, yaşamın ne anlamı kalır sonra. Şiir süper anlatmış bu arada, senin değil mi? Ağzına sağlık

  18. bu yazı bana gelmişti ve düşünmüştüm acaba nelerin önünden böyle geçtim farkedemedim diye. Hayatta güzel olan her anı yaşamaız dileğiyle , sevgiler size

    — Aynı şeyleri düşünmüşüz, geçip gittiğimiz şeylerin az olmadığını düşünmek üzüyor aslında

  19. evt ben de okumuştum keşke hep böyle olabilsek

    Çocuk gözüyle bakabilsek değil mi? Çocuğu olmayanlara tavsiye edilir, bazen zorlamayla da olsa hayata farklı bakamamızı sağlıyorlar

  20. Bu mail bana da gelmisti ve okuyunca cok etkilenmistim. Kesinlikle hayatta kacirdigimiz cok seyler var. Ama keske bir yerlere bir seylere surekli yetismek, kosturmak zorunda olmasak…
    Belki is hayatimizda ki; calisma saatlerimiz biraz daha azaltilsa da; kendimize, ailemize ve tum guzelliklere daha cok vakit ayirabilsek…

    Daha az uyku yetse, daha fazla güzelliklere vakit ayırsak…

  21. Çok hoşuma gitmişti ilk okuduğumda bende bloğunda yayınlamıştım.
    http://yldoz.blogspot.com/2008/12/metrodaki-kemanci.html)

    Hayatta ne güzellikleri kaçırıyoruz kimbilir
    Sevgiler

    –Yelda’cım, hayattaki hiç bir güzelliği kaçırmamamız dileğiyle. Bir mail attık sana ayrıca

  22. Aslında toplumun şekillendirmeleri ve günlük yaşamın kısıtları ile körelen çocuklarımız özgür beyinlerini ve biz olgunların hayatta neler kaçırdığımızı anlatan çok naif bir örnek. İnsan hemen kendi kendine “o durmaksızın geçenlerden biri de muhtememelen telaşla işine yetişmeye çalışan ben de olabilirdim” diyor ve hüzünleniyor.

    — O kalabalıktan biri olduğumuzu hissetmek çok acı gerçekten

ÇocuklaÇocuk Özlem ☘️  📷 📚 

Blogger 📝 

Kategoriler

Copyright @ cocuklacocuk.com