Çocukların okuduklarından bizim okuduklarımıza… Gariptir buraya yazmak istediğim kitapları başucumdan kaldıramıyorum:) Başucumdaki kitap yığını; okuyacaklarım, okumakta olduklarım, hep yanımda olsun istediklerim 🙂 ve bitirdiğim ama Çocuklaçocuk’a henüz yazmadıklarımdan oluşuyor haliyle:) kendim için de arşiv oluyor bir yandan. Araya tatil falan girince bu kitapları da beklettim epey.
Huzursuzluk- Livaneli; Kitabın girişinden :
“Harese nedir, bilir misin ? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, haris, ihtiras, muhteris sözlerinden türemiştir. Harese şudur; “Develere çöl gemileri derler, bu mübarek hayvan 3 hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken hayvanın ağzında yaralar açar, o yarlardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışında bu devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kandıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı “harese”dir. Bütün Ortadoğu’nun adeti budur. ”
Işid zulmünü yaşamış Ezidi kızı Meleknaz’ın ve Mardinli Hüseyin’in hüzünlü bir hikayesi.Meleknaz’ın yaşayabilmek dağda verdiği mücadele çok etkiledi beni, yanıbaşımızda yaşanılan tarifsiz sınırsız acılar. Allah kimseye böyle acılar vermesin. Diğer taraftan Meleknaz’a garip bir bağlılıkla tutunan, koruyan, seven Hüseyin’in hikayesi… Bir çırpıda okunan etkileyici bir kitap.
Güzel Kaybedenler- Kerimcan Kamal; Instagram hesabından takip ediyorum uzun süredir, Kerimcan Kamal’ı. Çok eğlenceli yazıları, videoları var, günümün neşesi oluyor çoğu kez. Üstelik sadece kendim takip etmekle de kalmıyorum, eşimle , kızımla, kardeşimle de paylaşıyorum anlatıyorum. Kitabı alırken de de gülmekten öleceğim, komik bir kitap bekliyordum ama öyle olmadı. Bunun yarattığı şaşkınlıkla daha yakından tanımış oldum. Okurken düşündüm, sorguladım, üzüldüm, bazı yerlerde çocukluğuma döndüm, güldüm. Her şey insanın kendinde bitiyor, ne kadar dibe vursan da kendine inanınca sevgiyle yapamayacağın bir şey yok. Samimi, her bir yazısı ayrı keyif olan kitap … Kitabın sonundaki sevdiğim şiir
Selam Olsun
Esen rüzgara bırak kendini.
Kimse bilmezse o bilir halini.
Çok düşünme
Bir tebessüm anıdırbu dünya zalimi
Gülüp de geçenlere selam olsun
Blogger 📝
Cocuklacocuk dedi ki:
haklısınız
ucu çok açık kalmış, bizim hayalgücümüze çok şey bırakmış.
Ekol Meslek dedi ki:
Ben daha önce serenadı okuyup çok çok çok beğenmiştim. Huzursuzluk kitabının başı şu harese kelimesi beni çok etkiledi çok güzel bir detay olmuş o. Ama kitabın sonu tam olmadı sanki, bitmemiş bu kitap bence hani bir anda kesilmiş bir yerden… Ne oldu meleknaza, ibrahime ne oldu? meleknaz bir daha gelmedi, ibrahim de mesleğine geri döndü, sıradan bir hayat yaşadı ve son. Benim anladığım bu. Yanlış mı anladım bilmiyorum yanlış anladıysam düzeltin. Ben kelime kökenlerini incelemeyi severim. Kime ne ifade ettiğini, kimin dilinde neye karşılık geldiğini, kimlerin dillerinde aynı anlamlı kelimelerin benzer olduğunu. Aynı kelimeyi yakın söylenişlerde 5 farklı dilde söylersem o dillere mensup 5 farklı insanın anlaması ve bunun da tekerleme gibi çıkması bence çok hoş. Bu yüzden harese,hırs, ihtiras kısmını çok beğendim. Marulu, şengal dağı meselesini de. Dili de akıcıydı ama dediğim gibi bir eksiklik var kitapta özellikle de sonunda.