Dün akşam Kocaeli Büyükşehir Tiyatrosunun bir güzel oyununu daha izledik. Kösem Sultan‘da erken davranıp bilet problemi yaşamamıştık. Guguk Kuşu’na bilet organizasyonunu hep son dakikalara bırakınca zorlandık ve ancak dün izleyebildik. Oyun için o kadar güzel eleştiriler dinledim ki sezon bitmeden izlemeliydik. Büyük beklentilerle gittim ve çok çok beğendim.
Guguk Kuşu ( Kafesten Bir kuş Uçtu) Ken Kesey’in romanından uyarlanan bi oyun. 1975 yılında romandan uyarlanan Jack Nicholsan’in başrolunu oynadığı film 1993 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli” filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivi’nde muhafaza edilmesine karar verilmiş.( Vikipedi)
Konu bir deli hastanesinde geçiyor. Dışarda yaşadığımız ortamdan pek farklı değil yani:) Gerçekten o hastane ile bulunduğumuz ortamlar ve hatta kendi davranışlarımız arasında o denli benzerlikler var ki, kim deli kim akıllı oyun bunu kavramamızı, düşünmemizi sağlıyor.
Oyunun başrollerinde Barış Falay, Engin Benli, Eylem Tanrıver Varlı vardı, başta onlar olmak üzere tüm oyun ekibi harikaydı.
İzmit yakınlarında olanlara sezon bitmeden izlemelerini tavsiye ederim.
Guguk Kuşu ile ilgili diğer detayları Kocaeli Büyükşehir belediyesinin istesinden alıntı yapıyorum, daha fazla detay ve fotoğrafa buradan ulaşabilirsiniz.
Oynayanlar;
Barış Falay, Eylem Tanrıver Varlı, Engin Benli, Aydın Sigalı, Erdem Irmak, Tekin Ezgütekün, Cemal Aldıç,Taylan Ertuğrul, Nuri Karadeniz, Ozan Şahin, Utku Oğuz, Işık Öztorun, Seçil Onur, Nurcan Tural, Senem AKMAN, Mustafa Arpacıoğlu, Aytek Mete Elgün, Ferdi Yıldız, Volkan Dinç, Talha Kaya
Bir akıl hastanesi? Acaba dışarıdaki toplumun bir kesiti midir ? Deli kimdir?
Delileri sistem mi yaratır ? Hangimiz deliyiz yada akıllı ?
Guguk Kuşu’nda otoritelerin sağır ve dilsiz olduğunu düşündükleri yarı Amerikalı yarı kızılderili Reis Bromden, makina adına Büyük Hemşire tarafından yönetilen bir akıl hastanesinin hikayesini anlatıyor. Reis’e göre makina özgür iradenizi elinizden almaya çalışan, sizi bir koyun gibi çalışmak zorunda bırakan sistemi temsil etmektedir. Daha çocukken makina tarafından ele geçirildiği için yapabildiği tek şey, korkuyla emirleri yerine getirmek ve kurallara uymaktır. Bu korkunç gri dünyaya Mc. Murpy gelir ve bir sürü gibi güdülen bu adamlar adına makinaya savaş açar. Bunu takip edenlerse eğlenceli, kahramanca ama aynı zamanda trajik ve özgürleştiricidir.
Oyun; Randle P. McMurphy tutuklu olduğu cezaevinde çalışmaktan kurtulmak için deli taklidi yapan bir mahkumdur. Tavırları cezaevi otoritesinin gözüne batmaya başlayınca bir süre sonra teşhis için akıl hastanesine gönderilir ve orada kalmasına karar verilir?..
Blogger 📝
disal dedi ki:
canım öyle güzel anlatmışsın ki gerçekten gitmek istedim…inşallah buralarada gelir..hoş küçük hanımla artık bana bir lüks oldu böyle aktiviteler ama ..:))
paylaşımın için teşekkürler.
lale dedi ki:
Tiyatro konusunda çok tembelim bu yıl. Nedeni daha çok bilet olayı yüzünden. Biletler satışa çıktığı anda kapatılıyor. Kalan yerlerde ise izlemek çok zevksiz. Açılır açılmaz biletleri almak lazım.
Barış Falay’ı zaten çok beğenirim, bu oyunuda izlemek isterim doğrusu…