Gılgameş Tarihte İlk Kral Kahraman, Muazzez İlmiye Çığ’ın kitabı.
İşyerinde öğlenleri fırsat buldukça okuduğumdan uzun sürdü bitirmem. Açıkcası kafamda isim olarak “ Gılgamış Destanı” vardı da önemi neydi hatırlamıyordum..
Sümerler’in ve dünyanın ilk şehirlerinden Uruk’un kralı Gılgameş. Kahramanlıkları sebebiyle seviliyor.
MÖ 3000 ler civarında yazılmış ama bazı bölümleri “insanoğlu hep aynı” dedirttircesine tanıdık.
Örneğin bana en komik gelen kısımlarından ;
Tanrıça Gılgameş le evlenmek ister, Gılgameş istemez ama tanrıçaya hayır dememek için bahaneler uydurur.
“Tanrıçam, vereceklerin son derece değerli benim için. fakat bunlara karşı ben sana ne verebilirim ki?! Sana uygun olanları benim verebilmem imkansiz!”
“Sevgili tanrıçam, biliyorsun sen sevgililerinden bir süre somra bıkıyorsun… Ben bunlardan hiçbirisi gibi olmak istemiyor, seninle arkadaş kalmak istiyorum.”
Yaklaşık 5000 yıldır aynı hikaye yani 🙂
Red edilen Tanrıça Gılgameş’i cezalandırmaya çalışır. En yakın arkadaşı Enkidu’nun ölümü Gılgameş’ı dağıtır, çok çok üzer.
Gılgameş ölümsüzlüğün sırrını aramaya başlar, zorlu yollardan geçer ve ölümsüz sırrına erişen Utanapiştim’e ulaşır.
Bu kısımda Nuh Tufanından bahsediliyor. 1872 de Londra Kraliyet Akademisinde Messer Shmit tarafından verilen konferansta ilk kez ilk çivi yazılı tablette Tufan dan bahsedildiği açıklanıyor. 3 büyük kitaptan binlerce yıl önce çivi yazısı ile yazılan tabletlerde Nuh tufanı’nın anlatılıyor olması Gılgamış destanını önemli yapıyor. Tabletler Akadca yazılmış fakat kullanılan adların Akadça olmaması başka dilin uyarlaması olduğunu açıklıyor, sonra Mezopotamya da yapılan kazılarda destana ait pek çok parça , farklı dillerde olarak bulunuyor. 1000 yıl boyunca 3 ayrı şekilde yazılmış. Muazzez İlmiye Çığ Sümerce ve akadca yazılan tabletlerden destanı toparlıyor. emeğine sağlık.
Gılgameş ölümsüzlüğün sırrına erişiyor mu, hayır.
Utanapiştim’e çok üzgün bir halde ; “Ben ne yapacağım şimdi. Bomboş geri mi döneceğim? Ne diyeceğim halkıma? Bütün kahramanlıklarım suya mı düşecek? Ölömden kurtulamayacağım. O hep etrafımda dolaşıyor olacak. Her an ölüm korkusuyla mı yaşayacağım?” dedi.
Utanapiştim Gılgameş’e, “Dünyada sen yalnız değilsin ki? Herkes senin gibi ölüme mahkûm. Ondan korkup günlerini üzüntüyle mi geçireceksin? dedi. Burada bütün korkularını, üzüntülerini at! Uruk’a gidince günlerini keyfince geçirmeye bak! Halkına yaralı işler yapmaya çalış. yaptığın her yararlı iş seni yeniden mutlu edecektir.”
Kahramanlıklarını hatırlayınca bir güven, sevinç geliyor. Dik bir şekilde Uruk a , krallığına dönüyor.
Kitabı sahaflardan almıştım, tavsiye ederim.
Timur Demir dedi ki:
Tavsiyeniz ve yazınız için teşekkürler.