
Bu yaz dönemi bir ilki gerçekleştirdik;
Yardımcımız, babasının rahatsızlığı ve çalışma izni sebebi ile bir süreliğine ayrıldı, ramazanın son haftası memleketine gitti. Daha önceki gidişlerde çok panik olan ben bu kez garip bir şekilde daha rahattım. Mutlaka yeni birisini bulmalıyım diye kafayı yiyip arayışa girmedim. Geçmişte bu arayışlarım çoğu kez boşa çıkmışlığı negatif enerji, hayal kırıklığı olarak dönüyor sadece. Bakıcı olmak isteyen çok insan var fakat kısa süreli, mesela yaz boyudenildiğinde istemiyorlar sanki bu bakıcılık işine girerken 10 yıllık sözleşme yapılıyormuş gibi… Hiç bir zaman anlayamayacağım bir durum. Aslında çocuklar da büyüdü artık, bir süredir yatılı yardımcıyı bırakmayı ciddi düşünüyoruz, fakat eşimin şehir dışı görevi benim uzun mesailerim sebebi ile bu yılda bizi devam etmeye karar verdik.
Herneyse bu zorunlu gidişi bir deneme fırsatı olarak değerlendirdik. Çocuklar da bu kısa sürede başka birisi gelsin istemediler. Özellikle İrem biz yalnız kalabiliriz diyerek karar vermemize destek oldu ki bu Kerem’e de göz kulak olma sorumluluğunu kendi isteğiyle alması olduğundan bizim için çok önemliydi. Aslında İrem yaşı itibari ile yalnız kalabilir evde fakat Kerem 8 yaşında henüz. Doğal olarak bir dolu tereddütümüz oldu;
-Kavga ederler mi? Zarar verirler mi kavga edip ?
-Aç kalırlar mı ? ( yemek olmadığından değil de , yemeği çıkarıp yemek anlamında)
-Tehlikeli bir şey olur mu?
….
Yardımcımız gittiğinde bir B planımız yoktu ve macera başlamıştı çoktan.
-Tek tehlikeli durum; ilk gün ilk sabah oldu. Evin anahtarı yerine başka anahtar alıp arkadaşlarına geçmeleri oldu. ( Oysa evden ayrılmayın diye konuşmuştuk 🙁 ) Mecburen öğlene kadar bekleyeceksiniz (az bir süre vardı) dedim. Anahtarları kontrol etmeyi öğrendiler, arkadaşları bize geldi bizde oynadılar.
-Aç kalmadılar; akşamları ben öğlen yemeklerini planladım, ısıtıp yediler saatlerini kaçırmadan. Kahvaltıda ise harikalar yarattılar, omletler yapıldı, krep yaptılar internetten öğrenip… Mutfak akşam geldiğimde almış başını gitmiş bir halde oluyordu, akşamları uzun sürüyordu toparlamam ama buna değerdi.
-Biz yokken kavga etmediler bilakis birbirlerini korudular.
-Kerem arkadaşları ile dışarda bisiklete binmedi bizim olmadığımız saatlerde.
Temizliğe de yardım ettiler, yataklarını topladılar, ufak tefek mutfak kazaları olduğunda (kırılan bardak, vs) temizlediler.
Hele bir gün yerleri silmiş, akşam geldiğimde “sürekli yerler temiz mi” diye sorarak dolaştı, hanımefendi.
Ablası sıcak saatlerde Kerem e de çalışma kitabından yaptırdı, ablasının Kerem üzerindeki disiplini takdire şayandı.
İzin dönemine kadar üstün bir performans göstererek evde yalnız kalmayı başardılar. Bizim için çok öenmli bir eşik bu. İrem kabul etmiyor gerçi; çok da büyük bir şey yapmamışlar:)
Özetle bu dönemde “bakıcının çocuklardan daha çok bana lazım olduğunu ” anladık, ben sürekli bir temizlik halindeydim geç saatlere kadar. Yardımcımız dün geldi, en çok sevinen ben oldum sanırım 🙂
Foto:google alıntıdır.