Efes Antik şehri 1994’te UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne dahil edilen ve 2015’te ise tescillenen Dünya Mirasımız. Bu yaz tatil yaptığımız Özdere’ye çok yakındı , 1 günümüzü Efes, Selçuk ve çevresine ayırdık. Yaz çoktan bitti biliyorum, yeni sıra geldi 🙁 Ayrıca bu mevsimde yağış olmayan güneşli günde daha güzel olabilir gezmesi. Yazın sıcak günlerinde gezenlerse suyu ve şapkayı unutmamalı.
Efes antik kentinin ilk kuruluşunun MÖ 6000 yıllarına kadar uzandığı söyleniyor. Önceleri Kaystros ( Küçük Mendres Irmağının Ege Denize döküldüğü körfezin kıyısında ve Pion dağı eteğindeydi. Bu ırmağın getirdiği alüvyonlar limanı doldurunca dağın güneybatı yanına, Bülbül Dağı yamaçlarına taşınmıştır. Antik Çağda Efes, Kaytros vadisinden geçerek Asya’ya ulaşan büyük bir ticaret yolunun batısında, bu yolun başlama noktasıydı. Persler, Atinalılar olmak üzere bir çok farklı egemenliğin altına giriyorlar. Bu kadar uzun bir medeniyetin tarihi anlatmak bana düşmez. Okuduklarımdan dinlediklerimden ve gördüklerimden inanılmaz etkilendiğini söyleyeyim sadece. Bizim imkanlarımızla karşılaştırılınca hep “nasıl yapmışlar” sorusu geziyor aklınıza. Antik kenti gezerken kulaklıklı sesli rehberlik sistemi kiralayarak gezmenizi tavsiye ederim. Her sütun daha bir anlam kazanıyor hikayesini öğrenince.
Antik Kentin 2 girişi var. Biz aşağı kapıdan girip önce yukarı kapıya (Magnesia Kapısı) kadar kadar yokuş yukarı hızlıca yürüdük, gezinin başında enerjimiz yüksekken. Sonra aşağıya eğimle yavaş yavaş kulaklık rehber eşliğinde yürüdük. Aşağı kapıda faytoncular vardı ; yukarıya çıkmanın zorluklarından bahsedip durdular işleri gereği ama biz yürümekle iyi yaptığımızı düşündük.
Aşağı kapıdan giriş yolu
Odeion ; Kent meclis üyelerinin, Efes’li zenginlerin, Kuretlerin birlikte toplandıkları, kentin geleceğine ait görüşmelerin ve ayrıca müzik dinletilerinin yapıldığı yer.
Varius Hamamı; İS.1. yy. da inşa edilidği anlaşılan hamamda tuvaletler dikkati çekiyor. En büyük hamamlarından birisi, hamam “hypokaust” adı verilen bir düzenleme olan, döşeme altından geçirilen sıcak hava ile ısıtılıyordu.
Belediye Sarayı; Bugün, üzerinde Kuretlerin (Roma Döneminde hem dini, hem de iadri işlere bakan rahiplere Kuretler adı verilyordu. ) isimlerinin yazılı bulunduğu birkaç Dorik sütunun önünde, eskiden hiç söndürülmeden yakılan kutsal ateş bulunmaktaydı.
Isıtma, su şebekesi, kanalizasyon hatları var. Yukardakilerde kullanılan borular. O dönemde böylesine bir boru hattı olması çok şaşırtıcı.
Kuretler Caddesi
Herakles Kapısı ve Sütunu
“Nike ” ın adının geldiği Zafer Tanrıçası Nike. ” Nike , Zeus’un kanatlı habercisidir ve Tanrılar onu, her gittiği yere Zafer götürmesi için görevlendirmişlerdir.
Zafer Tanrısı’nın gölgesinde dinlenen kedicik, biz de dinlendik yanındaki incir ağacının gölgesinde.
Domitian Tapınağının önündeki sütunlar . Tapınak İmparator Domitian adına yaptırılmış.
Traian Çeşmesi; İmparator Traian adına 2.yy. ın başlarında inşa edilen 12 metre yüksekliğinde çeşitli heykellerle süslü iki katlı bir sütun mimarisine sahipti. Suyun aktığı yerde Büyük Traian heykelinin yalnızca bir ayağı kalmıştır. Ayağının altında, dünyayı simgeleyen yuvarlak, Roma’nın dünyaya hâkimiyetini vurgulamakta.
Efes te çok fotoğraf çektim, özellikle Celsus kütüphanesine bayıldım, devam edeceğim yeni yazıda.
Kaynak ; Hüseyin Çimrin – Antik Devrin Dünya Kenti Efes
Blogger 📝