
Okuldan eve geldiklerinde çocuklarla günün özetini geçecek kadar uzun olmasa da telefonla görüşüyoruz. Keşke ben onlardan önce evde olabilsem 🙁 Seslerini duyup iyi olup olmadıklarını öğreniyorum en azından. Bir de çıkmama yakın sipariş isteklerini alıyorum. Kerem geçenlerde aradı.
-Anne gelirken markete uğra, bir şeyler al.
– Ne alayım?
-Üzerlerinde yazanları oku (?), sonra içinde glikoz şurubu olmayan bulduğunda al:)
Glikoz şurubunun zararları konulu konuşmalarımız, markette birlikteyken ürünlerin üzerlerini okumamız, abur cuburları azaltmamız işe yaramış. Bizim miniklerin kafasında yer etmiş çok sevindim.
—
Bana komik gelen bir anektod da kızımdan anlatayım. Candan Erçetin’in yeni Türk sanat müziği albümünü dinliyoruz arabada. Bizimkiler alışık değil biraz ofluyorlar. Bir Kayseri gelini olarak Erkilet bağları çıkınca , Kayseri türküsünün sesini daha bir açtım. İrem’e de Kayseri Türküsü olduğunu söylüyorum.
Bizimki “tek tek basaraktan”kısmını “tek tek banaraktan” anlamış:) Tabi ya Kayseri tek tek ekmekleri sucuğa banıyorlar dedi. Gerçekte öyle olmadığını söylediğimde ise anne Kayseri deyince aklıma sucuk geliyor ama diye karşılık verdi. İrem sucuğundan, pastırmasına, mantısına tam bir Kayseri mutfağı hastası bu arada:)
Glikoz şurubunun zararlı da sucuk zararlı değil mi demeyin sakın. İşlenmiş gıdalardan uzak durmak en güzeli, vazgeçemeyeceğimiz yöresel lezzetleri de min tüketmeye gayret ediyoruz. 🙂