Bürücek fotoğraflarının ardından neler yaptığımızı anlatayım. Öncelikle ailelerimizin yanında geçirilen bir hafta hiç yetmiyor, kısa sürenin kıymetini bilmeye çalıştık.
Yazın Adana da olunacak en iyi saatlerden birisinde, sabah 7:40 da Adana’ya indik . Kerem Bey’i uçağın kalkışında emzirdiğimden etkilenmedi uçaktan. Kahvaltının ardından bir kaç saatlik işimi halledip döndüğümde gömleğim sudan çıkmış gibiydi ve üstelik daha öğlen bile olmamıştı. İnsan iyi bir şeye hemen alışışıyor işte, senelerce o sıcakta yaşadım, çalıştım oysa.
Sonra 1 saatlik mesafedeki yaylamıza , Bürücek’ e gittik. Burda da dediğim gibi girer girmez temiz havası çarptı beni.
Yaylada annemler teyzemler yanyanayız, bol kuzenli kalabalık ailede büyüdüğümü anlatmıştım daha önce. Şimdi herkes gelmese de yine birkaç kuzen, bu kez çocuklarımızla bir aradaydık. İrem kendine arkadaş bulmanın sevinciyle hiç peşlerini bırakmadı onların. Kapı kapı dolaştı, yemek saatlerinde zorla eve alabildik. Gerçi pek uzağa gittikleri yoktu, evin etrafındaydılar. Kuzenimle, annelerimizin daha cesur olduklarını düşündük; , İrem yaş olarak küçük kalsa da diğer yeğenlerimin yaşındayken biz yaylayı baştan aşağıya dolaşırdık. Biz kendi çocuklarımızı o denli özgür bırakamıyoruz nedense, 3 ay sürekli kalsak değişir mi bu durum pek emin değilim.
Erken sabah kahvaltılarının ardından yürüyüşler yaptık. Kerem Bey’in sabah uykusu bu sabah yürüyüşlerine denk geldi, pusetinde açık havada gezerken uykuya dalıyordu.
İrem ilk gün daha fazla olmak üzere nerdeyse her gördüğü böcekte bağırdı. Hayvanları çok sevmesine rağmen bir böcek korkusu var. Yaylada her yerde böcek olabileceğini, isterse evde oturmasını söyleyince boynu bükük alışmaya çalıştı. Arabaların tek tük olduğu kuş ve böcek sesleriyle dolu, toprak /stabilize yollarda, çamlar arasındaki yürüyüşler farklı geldi bizim kıza. İlk başta ” anne çok geldik geri dönelim” diyerek tedirginliğini belirtse de sonraları yol kenarlarındaki tepelere tırmanarak, bitkileri inceleyerek, hayvanları keşfederek geçti. İlk kez bir sincap, tuza tüküren ( bir çeşit kertenkele aslında öyle söylenince yeni bir tür zannetti) gördü.
Fotoğraf çekerken bol bol poz verdi, ama bazen de , mesela dondurma almaya giderken yavaşlattığı için kızdı bu kadar fotoğraf çektiğime.
Yaylada bulunan ranzaya taktı kafayı İrem hn, tutturdu üste yatmak için. Eskiden ben yatardım üst katta, korkuluk bulundu, takıldı da muradına erdi. Yoksa biliyorsunuz, çocuklar bir takılınca sürekli aynı şeyi tekrarlamaktan bıkmıyorlar.
Babam torunları için meyve fideleri alıp ekti; vişne, erik, elma. Elma ağacını seneye kontrole gideceğiz inşallah.
Sonra teyzem nazar değmemesi için tütsüledi bizi. Anneannem çok yapardı, benim için de nostalji oldu. Köz ateşine üzerine kokulu üzerlik otu ve anne-babaların üzerinden alınan iplik parçalarını atıp, onlar yanarken dua etti, biz de üzerinden atladık üç defa. Evet biraz batıl bir gelenek belki de.
Annem babam, teyzelerim, enişteler, kuzenler, kuzen çocukları, vs., uzun zamandır bu kadar kalabalık ortamda olmamıştım mutlu oldum. Annemin babamın bebeği ara ara oyalaması, sabah akşam gezmeleri ve açık havanın etkisiyle Kerem’in iyi uyuması, İrem’in yorgunluktan erken sızmaları sayesinde geceleri bana kaldı.Aşk ‘ı okudum, biraz örgü ördüm, televizyon vardı ama uzak kaldım. Erken uyudum erkenden kalktım,dinlendim, huzurlu bir hafta geçirdim.
Dinlenmek gibisi yok değil mi?
Kerem?in fotosuda çok şeker?
— Evet, dinlendikçe ne kadar yorulduğumuzu daha iyi anlıyoruz
Bayılırım bende böyle ortamlara.Çok güzel vakit geçirmişsiniz ve çocuklar içinde,senin içinde daha sağlıklı ve dinlendirici tatil olmuştur Özlem’ciğim. hazır
tüm yakınlarını da bir arada bulmuşken keşke imkanlar elverse de daha fazla kalabilseymişsiniz değil mi? Ne de olsa şehir hayatı yoruyor insanı. Minik kerem ve irem de çok tatlılar maşaallah.
— Keşke kalabilseydik daha uzun ama hiç yoktan iyidir 1 hafta.
harika bir buluşma olmuş.temiz havada bol bol oksijen doldurdunuz ciğerlerinize.çocuklar çok tatlı maşallah ikisine de…
insan özlüyor geride bıraktığı yeri değil mi?
güzel bir hafta dilerim
— özlüyor ya, senelerdir gitmemiştim o yüzden belki de çok sevdim bu gidişimde
Ne güzel anlatmışsın,yanınızda gibi hissettim kendimi.Benim büyükte böceklerden çok korkuyor. Güzel kızın çok büyümüş boyu uzamış maşallah…Ufaklıkta seni hiç üzmemiş çok sevindim..Kocaman Maşallah gönderiyorum…
Nazar değmesin diye yapılan adetleri ilk kez duydum..Tv. den uzak kalmak en güzel,zaten hiç bir şey yok 🙂
–böcek korkusunu aşmamız biraz zor olacak Pelin’cim. Evde de Tv ye pek takılmıyorum ama yaylada hepten bıraktım, iyi oldu
Ne güzel vakit geçirmişsiniz
allah en yakın zamanda tekrar gitmeyi nasip etsin
— İnşallah gelecek yaz da gidebiliriz
bizi çarpar fazla oksijen.tabi şehrin kirli havasından sonra bünye o kadar oksijeni birden görünce şımarıyor:)
süper bir yermiş.
hayırlı ramazanlar
— aynen öyle çarptı
ÇOk güzeldi. Hemseriyiz Özlem Hanım ve 8 yıldır ayrıyım Adanadan bazen yollarını sokaklarını özlerim. Ve sıcağına nasıl dayandığımıza hayret ederim. Biz de Çamlıyaylaya giderdik kuzenler hep bir arada olurduk vakit nasıl geçer anlamazdık. Yayla benim için huzur demek ve her yaz en az bir kaç gün de olsa gitmek isterim yoksa o yaz eksiktir benim için. Geçmişe dondüm sayenizde. Çocuklarda çok tatli (maşallah)
SEvgilerimle
— merhabalar Yasemin, ben de 4,5 yıldır ayrıyım, zor gurbet özlüyorum. kaç senedir yaylaya da gidememiştim çok iyi oldu benim için
çok sevindim böyle dinlenmenize yaylanın yerini burada öğrendim
— sağol sevgili GeCe