
Hayatımda yapmak istediğim şeylerden birisiydi Avrasya Maratonuna katılmak, köprüden yürüyerek geçmek… Bu hafta sonu 8 km.lik halk yürüyüşüne katıldım ya yazmadan geçemeyeceğim, bloga not düşmem lazım:) O kadar kayıt olduk, sabahın 05:00 inde kalkıp, İzmit’ten yollara düştük. 8:00 de yürüyüşün başlangıç noktasındaydık eşim ve beraber katıldığım arkadaşımla. Eşim 10 km ye katılacaktı, farklı bir noktadan ve daha erken saatte başladılar koşmaya. Bir gün öncesinde televizyonda yapılan tehlike uyarıları kafamda bir dolu soru işareti yaratsa da o güzel günde ordaydık. Üstelik hava açıktı, güneşliydi ve inanılmaz güzeldi. 1,5 saat bekleyiş işin tek sıkıntılı kısmı oldu benim açımdan. Sonra start…
Ciddi ön hazırlıklarla katılan gruplar vardı; buz hokeyciler, roller bladeleri ile, gaziler, engelli tekerlekli sandelyede katılanlar, Nasreddin Hoca , okullar, şirket halinde katılanlar , özel tişörtlerle farkındalık yaratanlar ( yürüyüş sonrası tanıştığım bir grup hakkında yazacağım sonrasında)… Sonra İstanbul’da yaşayan yabancıların ilgisinin yüksek olduğunu, çocuklarıyla birlikte katılan bir çok aile olduğunu gördüm. Yeri gelmişken kızım da kaydolmuştu aslında ama bir gün öncesinde günübirlik katıldığı okul gezisinden çok yorgun dönünce sabah kalkamadı doğal olarak.
Köprü üzerinden yürüyerek geçmek muhteşemdi. Yürüyürek hemen geçin diyorlar ama böyle bir güzellik karşısında nereye bakacağını şaşırıyorsun, ayrıca fotoğrafsız da olmaz 🙂
”Vodafone 35. Istanbul Maratonu” nun ana sponsoru Vodafone çok iyi hazırlanmıştı. Barbaros Bulvarı’ndan sonra Dolmabahçe ye Vodafone bandosu eşliğinde gittik, süperdi. Müzik olmasa bir çok kişi bırakmıştı sanırım, bitirmemiz için müzik şarttı. Mehter takımlarımızla savaş kazanan bir milletiz biz ne de olsa, müziksiz olamayız.
Ve finish…8 km.yi tamamlayınca bir güven geldi bize seneye 10 km ye katılıp bir de süre hedefi belirleyeceğiz:)