Pergamon Müzesi’nde gördüğüm Beyhekim Cami Mihrabı’nı paylaşmakta o kadar zorlandım ki… Fotoğrafları paylaşmak kolay elbette ama Anadolu’nun kültür miraslarından olan mihrabın önemi ve Berlin’de bulunma hikayesi hakkında mantıklı bir yanıt aradım. (Görüp sevdiğim eserler hakkında araştırıp anlamaya çalışıyorum, kendim için )
Pergamon Müzesi’nde mihrabın güzelliği karşısında çok etkilenmiştim, gözyaşlarımı tutamadığım salonlardan biri , oturup uzun uzun seyretmek dışında yapacak bir şey de yoktu.
“Mihrap” bu, nasıl kaçırılır? (Tamamen farklı anlam içerse de deyimlerimizde cami yıkılır ama mihrap yerinde kalmaz mıydı? 😁) Cami kullanılmıyor muydu? 5 vakit namaz kılarken birileri görmedi mi? Önemsemedi mi kutsal mekanımızdaki hasarları? Mevcutta Beyhekim Mescidi’nin durumu nedir? Yapılan bir onarımdan bahsediliyor, elimizdeki mirasa hak ettiği değeri gösterdik mi?, gösteriyor muyuz? (Konyalılar, Konya’dan yolu geçenler söylesin lütfen.) gibi pek çok sorularıma cevap ararken maalesef birbirinin kopyası pek çok niteliksiz (😞) yazıya rastladım.
Berlin İslam Eserleri Müzesi’den sanat tarihçisinin YouTube videosu, mihrabın 1900 lerdeki fotoğrafları ve şu an sergilenen halinin detaylı görüntüleri var.
Beyhekim Cami Mihrabı 13. Yy Selçuklular dönemine ait eser. Ekmeleddin Bey (dönemin hekim başı ve müderrisi )tarafından yaptırıldığı düşünülmektedir, Mevlana’nın da doktoru.
Firuze zemin üzerine koyu manganez moru mor ve kahve sırlarla yapılmış rumiler, palemetler (geometrik motifler). Bakara suresinden Ayet-El Kürsi,Tövbe Suresi ve Ankebût suresinden ayetler bulunuyor.
Konya 19. yy sonlarında yapılan demiryolu ağı sebebiyle politik bir öneme sahip ve pek çok yabancı elçi, tercüman ve çalışan yaşıyor (Rus, İngiliz, Fransız, Alman)
Julius Harry Löytved-Hardegg ilk kez 1904 te geldiği Konya’ya 1907 de konsolos yardımcısı olarak atanıyor.
Beyhekim Cami medresesine ait ilk fotoğraf 1900 lere ait (link verdiğim YouTube video dakika 1:54) mihrabın bütün olduğu çok az hasarlı olduğu belirtiliyor. 1906 yılına ait fotoğrafta ise epey hasarlanmış. 1906-1909 yılları arasında ise mihrabın pek çok parçası Londra, Paris ve İstanbul’da satılmış.
Berlin farklı ülkelerden 141 parçayı satın almış. 1964 te birleştirilmeye başlayan parçaların yapımı 3 yıl kadar sürmüş. Parçalar 2/3 oranında orijinal . Orijinal olmayanlarda hafif renk farklılığı var.
Löytved Konya” da bulunduğu sırada Selçuklulara ait sanat eserleri ile ilgili çalışmaları var. Gertrude Bell’in ( İngiliz seyyah ve ajan) günlüklerinde Löytved’in Alman İmparatorluğu’nun talebi ile Konya’dan olduğu ve aslında yapacak işi olmadığı belirtilmiş.
Beyhekim Cami Mihrabı’nın Konya dan uzaklaştırılması ile ilişkilendirilen zatı muhterem Löytved. Ancak mihrabın parçaları bağışlamış görünmüyor. Ahşap kapılardan birinin bağışçısı görünüyor.
Umarım Anadolu’ya ait mihrap bir gün kendi topraklarına döner ve yurtdışında gördüğü kıymetin daha fazlasını görerek el üstünde tutulur.