Atatürk’ü anmak; Kurtuluş Savaşı’yla vermiş olduğu büyük mücadeleyi ve inkilapları hatırlamak, Atatürk’ü anlamak demek. Birey olarak amaçlarımız dışında anne olarak da sorumluluğumuz büyük bu konuda; çocuklarımıza en iyi şekilde anlatabilmemiz gerek bunları. O’nun açtığı yoldan birey ve anne olarak hep ileriye gitmek çocuklarımızın bugünümüzden çok daha ileri refah, bilim ve sanat düzeyinde bir Türkiye için çalışmasını ve gıpta edilecek Türkiye’de yaşamasını istiyoruz çünkü.
Ata’mızın aşağıdaki sözleri bizim bu sorumluluğumuzu en iyi şekilde anlatıyor:
“Türk kadını dünyanın en münevver, en faziletli ve en ağır kadını olmalıdır. Ağır siklette değil, ahlakta, fazilette ağir, vakur bir kadın olmalıdır. Türk kadınının vazifesi, Türk?ü zihniyetiyle, azmiyle muhafaza ve mudafaaya kadir nesiller yetiştirmektir. Milletin menbaı, hayat-ı içtimaiyenin esası olan kadın, ancak faziletkar olursa vazifesini ifa edebilir. Herhalde kadın çok yüksek olmalıdır. Burada Fikret* merhumun cümlece malum olan bir sözünü hatırlatırım: ?Elbet sefil olursa kadın, alçalır beşer“.
“Bizim dinimiz hiçbir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah?ın emrettigi şeyi kadın ve erkek beraber olarak ilim ve kültür edinmeleridir. Kadın ve erkek, bu ilim ve kültürü aramak ve nerede olursa oraya gitmek ve onunla dolu olma zorundadır. İslam ve Türk tarihi tetkik edilirse görülür ki bugün kendimizi bir türlü kayıtları bağlı zannettiğimiz şeyler yoktur. Türk sosyal hayatında kadınlar ilim, kültür ve diğer hususlarda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileriye gitmişlerdir.”
“Dünyada hiçbir milletin kadını, milletini kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadınından daha fazla çalıştım diyemez.”
10 Kasım’da Ata’mızı saygıyla anıyoruz.
(*) Tevfik Fikret
Kaynak:
Blogger 📝