
Çocuklarımızın yürümesinden , evde yalnız kaldığı ilk saate kadar pek çok an var , “büyüdü” dediğimiz. Gözümüzün önünde büyümeye devam ederlerken biz anneliğin ilk yıllarının verdiği heyecanla bebeklik ve çocukluğa ait ilklerini daha fazla kayıt tutuyoruz sanki. Oysa şenlik hiç bitmiyor; çocukluktan ergenliğe geçiş , ergenlik…Evde ilk yalnız kalma, arkadaşları ile dışarda buluşma, ilk kez yemek yapmak, yaz okullarıyla ayrı kalma … bizim çocukların yatılı lise durumu ise bambaşka bir tecrübe. Sıkıntı bizden çok bu hanımefendi ve beyfendilerin fotoğraf/ anı paylaşmaması, paylaştırmaması belki de:) İzin vermeleri için yalvarmak gerekebiliyor:)
Kızımın kütüphaneden kitap seçip benim üniversite döneminde okuduğum kitabı okuması çok hoşuma gitti. Hikayeyi unutmuşum , sevdiğimi hatırlıyorum. O’nun da sevmesine sevindim. İşte büyüdü dediğim anlardan biri; eskiden okuduğumuz kitapların çocuklarımız tarafından okunup sevilmesi… Kitabın üzerinde ikimizin imzasının olmasını da sevdim. 26 yıl aralıkla okunan kitap:) Darısı oğluma ve nice kitaplara olsun.
Dip not: Sevdiğim kitaplarımı yıllarca yanımda taşırım, pek kitaplarımı vermekten hoşlanmam. Verdiğimde ne zaman gelecek diye aklımın bir yerine takılır:) Kitaplarım hakkında takıntılarım olduğu mutlak gerçektir:)
Bizim kitap Can yayınları, 11. basım imiş, şimdi kaçıncı baskısı vardır kimbilir?
Ne güzel dediniz ve sanki instagramın kolaycılığı,emek isteyen blogları öksüz bıraktı.
Tıpkı yaşamlar gibi,emeksiz ve tek kullanımlık.iler
Sevgiler