Geçen hafta 3 gün Ankaradaydık.
Susuz başkentimizde sussuzluğu tüm hücrelerimizle hissettik.
Fakat susuzluk problemi ve neler yapılabileceği değil bu yazının konusu, susuzluğun kızımda yaptığı değişiklikten bahsedeceğim sizlere.
Kızım suyu acayip sever; 5,5 aylıkken tanıştığı su ile çok yakın bir ilişki vardır aralarında. Deniz ve havuzun dışında “bir oyuncaklı banyo” sevdası var mesela; yaz kış farketmez banyo küveti doldurulup yanına oyuncaklarını da alarak, banyo keyfi yapacak bizim prenses. (gerçi artık küvet doldurma diye bir kavram olmayacak fakat yine de belirteyim çocuk güvenliği için su max 10 cm. kadar olmalı)
Son aylarda kızıma, suların azaldığını, bunun için bu şekilde banyo yapamayacağımızı anlatıp duruyordum. Ama zaman zaman ağlamalarına da dayanamıyordum,(kızmayın bana ) Tabii bahsettiğimiz 3,5 yaşında bir çocuk, anlatılanların ne kadarını anladığı tartışılır.
Neyse benimkide mini etek giyen kızı için; “bizimkine ne giyse yakışıyor” diyen hocanın hikayesine döndü. Hem su tasarrufu ve küresel ısınma ile ilgili yazılar yaz hem de kızına küvet doldur. Evet biraz öyle durum biraz da değil; son zamanlarda küçük bir leğen içine su doldurup oyun sonrasında da suyu klozet için kullanıyordum.
Bu içini dökme kısmından tekrar Ankara dönüş yoluna geçersek, yolda hepimiz eve gidip banyo yapmayı hayal ediyorduk. “Eve gidip hemen banyo yapacağız” dediğimde kızım bana dönüp;
– Ama oyuncaksız yapalım sadece duş olsun lütfen
dedi.
Gözlerim doldu çünkü bu çocuklara susuz, yaşam damarlarını tükettiğimiz bir dünya bırakıyoruz
Mutlu oldum çünkü kızım susuzluğun farkına vardı.
Boşuna dememiş atalarımız “bir musibet bin nasihattan iyidir” diye.
Blogger 📝
cocuklacocuk dedi ki:
kesinlikle katılıyorum, yağmur beklemek çözüm değil. araba yıkama, yol yıkama, halı yıkama, vs… toplumsal bilinçlenme lazım önce
fulya dedi ki:
33 sene sonra çölleşeceği iddia edilen bir ülkenin çocukları bu bilinçle yetiştirilmeli haliyle…İnsan başına gelmeden yokluğun ne demek olduğunu algılaymıyor.Çözüm bulmak için yağmuru beklemek yeterli mi?
cocuklacocuk dedi ki:
Çok haklısın insanlar çöl ortasında susuzluk çekmezken biz türkiyede ve başkentte çekiyoruz.kızılayda turist bir grupla karşılaştım ve utandım açıkcası. Belediye ve devletin proaktif olamaması tabi sorun ama öyle mi diyorlar; “bize allahın verdiği akılla bunu düşünemedik” diyorlar. cümle aynen böyle belediye başkanı düşünememiş tuh tuh , yazık?!
başka neler düşünüyordu acep bu arada? ay çok kızgınım ya olanlara.
Bilirsin bizim genel karakterimiz son dakikada çözüm üretmeye çalışmak ve gülünç durumlara düşmek.
tuba bodur dedi ki:
ozlemcım tr dekı susuzluk problemını anlayamadım cokda okuyamadım sebeblerını ama dubaı de colun ortasında ınsanlar susuzluk problemı cekmezken tr de nasıl oldugunu aklım almıyor ben bunu tamamen devlete ve beledıyelere baglıyorum çözüm üretmek için insanların bu kadar susuz kalması mı gerek? bu kadar dunya basınına cıkmak mı gerek? uzuluyorum acıkcası gelecekte tum dunyada susuzluk problemı olacak kacınılmaz tabı ,sevgıler….
banu dedi ki:
ah canım, o bile yokluğun farkına vardı..benim için de başıma gelebilecek en kötü şeylerden biridir susuzluk. Hele de yazın ve sıcakta….kabus!!!!neyse ki İzmirde şimdilik su var ama gelecek için tehlike sinyalleri çalıyor…biz çocuklarımız için bu kadar kişisel çabalarımızla her türlü imkanı yaratmaya çalışırken global sorunlar için de her birimiz birşeyler yapmalıyız. Onlar için güzel bir dünya diliyorum…