“Ne yapsam ne yapsam
Bir hamak alıp sallansam
Kurtulur muyum bunalımdan
Hamakta sallansam”
Geçtiğimiz hafta, MFÖ’nün şarkısındaki gibi bunalıma girmesem de kendimi çeşitli nedenlerle sorguladığım günler geçirdim. Zaten bizi en çok üzen; sanıldığının aksine başkaları ve olaylar değil, kendi hesaplaşmalarımız değil midir?
Kendime moral vermek için kişisel gelişim kitaplarından sıkıldığım bir dönem olmasına rağmen uzun zaman önce aldığım Ahmet Şerif İzgören’in bu kitabına takıldı elim ve keyifle okudum.
“Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır “, bizi hiç sıkmadan benlik, sevgi, alışkanlık, işimiz, olumlu düşünce, mücadele , gülümsemek, iletişim ve daha bir çok konuyu ele aldığı bölümlerden oluşuyor. Her bölüm başında çoğunu bildiğimiz anektodlara yer vermiş, sonrasında kendi gözlem ve anılarıyla devam etmiş. Çok içten ve samimi bir anlatımı var.
Kitabın en çok adı dikkat çekiyor, onun hikayesi de kitabın önsözünde anlatılıyor. Hikayeyi anlatmamayım ama kopya vereyim, günümüzün hortumlu dünyasında biz de birer canlıyız.
Kitapta yer alan sevdiğim hikayelerden birini yazayım son olarak.
Eski zamanlarda bir kral, saraya gelen yolun üzerine bir kaya koydurmuş, kendisi de pencereye oturmuştu. Bakalım neler olacaktı? Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri birer birer geldiler, sabahtan öğlene kadar. Hepsi kayanın etrafından dolaşıp saraya girdiler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirdi. Halkından bu kadar vergi alıyor; ama yolları temiz tutamıyordu. Sonunda bir köylü çıkageldi. Saraya meyve ve sebze getiriyordu. sırtındaki küfeyi yere indirdi, iki eli ile kayaya sarıldı ve ıkına sıkına itmeye başladı. Sonunda kan ter içinde kaldı; ama kayayı yolun kenarına çekti. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereydi ki kayanın eski yerinde bir kesenin durduğunu gördü. Açtı. Kese altın doluydu. Bir de kralın notu vardı içinde. ” Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir” diyordu Kral. Köylü bugün dahi pek çoğumuzun farkında olmadığı bir ders almıştı.
” Her engel, hayat koşullarımızı daha iyileştirecek bir fırsattır”
Blogger 📝
burcu dedi ki:
kesinlikle bu kitabı okuyun emin olun çok beğeneceksiniz ben kuzeninmden aldım okudum ve bna vermesini istedim ama hediye olduğu için veremedim giti ertei gün aldım kitabı kesinlikle tek kelime ile muhteşem bir kitap birde eğer kişisel gelişim okuyosanız arkadaşlar zorluklara karşı kendii ateşle bu kitabı şiddetle tavsiye edrim ikisini tabi ama önce bunu şu hortumlu dünyada fil yalnız fir hayvandırı…………
ercan dedi ki:
Bu kibabı tavsiye üzerine okudun çok begendim sunum ödevi olarak seçtim hocam ve arkadaşlarım çok begendi şuan hazırlıyorum
— çok güzel.
deniz berra dedi ki:
bu kitabı bi arkadaşımdan aldım aslında ilk bşta önemsemedim okuma saatindeydik gözümü kestirdim sonra çok hoşuma gtti arkadaşımda okumam içn verdi çok güzel hala etksindeyim
arkadaşıma çok tşekkür ediyorum
— hoş zevkli bir kitap, beğenmen çok güzel
pelincelezzetler dedi ki:
Öneri için çok teşekkürler..
Geveze Kalem dedi ki:
Çok merak uyandıran bir kitapmış. İsmini ilk okuduğumda çocuk kitabı sandığımı itiraf etmeliyim.:) Ama isimle ilgili giriş öyküsünü de yazsaymışsınız daha memnun olurdum açıkçası.:)
Son öykü de çok güzel. Bunu 5 yaşındaki yeğenime anlatmalıyım.;-)Çocuklara anlatmanın daha iyi sonuçlar doğuracağını sanıyorum. Ağaç yaşken eğilir ya hani…
Sevgiler…
rüzgar dedi ki:
Kitabın adı çok hoşuma gitti doğrusu. Bu aralar bizde de iç hesaplaşmalar başladı 🙂 Bir an önce bitmesini diliyorum. Engeller hep var, önemli olan bunları atlayabilmek ve devam edebilmek. Biz de ailecek böyle bir dönemden geçiyoruz. Hayırlısı. Sevgiler 🙂
betül dedi ki:
Kitabı okumadım ama bu hikayeyi bir yerlerde okumuştum, çok anlamlı bir hikaye, yeni temanız çok yakışmış, sevgilerimle….
ebru dedi ki:
Ahmet Şerif İzgören’in “Süpermen ve Uğur Böceği” ni de tavsiye ederim. Ben çok seviyorum bu yazarı.. bu kitabı okumadım ama bulup okumaya başlarım bu hafta… Sevgiler
Ebruli Günlerdeyim dedi ki:
Kitap guzele benziyor. Okumak lazim…
Tavsiye icin, tesekkurler…
eglencelis@@tler dedi ki:
selam hayırlı günler…siteniz çok güzel siteme her zaman beklerim 😀
umar dedi ki:
Bence hayatta engelleri oluşturan sebepleri çok ince düşünüp ortadan kaldırmak gerekir.Kralı öldürmek ve yerine geçmek gibi 🙂
zehra dedi ki:
bu kitabın elestırılerını o kadar cok duydum kı okumayı gercekten ıstedıgım kıtablar arasında ust sıralarda ama nerde bende o yararlı davranıslar:)))
……………..
yasasın pazartesi cumanın gelmesıne 5 gun kaldı 🙂
mutlu guzel bır hafta dılıyorum
lale dedi ki:
ben hayata hep böyle bakarım zaten. Aynen engelli koşu gibi.Biraz koştuktan sonra mutlaka atlaman gereken bir engel çıkar. Birde iç hesaplaşmaları gece yapmaya kalkmasak, benimkiler hep öyle olurda. Sevgiler size